Silkin ve sakin ol! dedim, avare gönlüme
Artık kederli hisleri bir bir içinden at!
Eylül ferahlığında giderken Çubuklu’ya,
Geçmiş, geçen veya gelecek vakti duymadan,
Aheste çek kürekleri mehtab uyanmasın!
Yahya Kemal Beyatlı’nın Boğaz kıyılarında mehtabı uyandırmadan yapmayı düşündüğü gezide adını andığı Çubuklu’da eskiden “Uykusuzlar Manastırı” varmış. Evliya Çelebi’nin renkli anlatımına göre; “II. Bayezit, şehzade Yavuz Sultan Selim’e yaramazlıkları nedeniyle kızmış ve kızılcık sopasıyla 8 çubuk vurdurmuş. Dayaktan sonra çubuğu Yavuz Selim’e veren padişah: ”Şunu yere dik. Sekiz seneye kadar meyva versin” demiş. Kuru kızılcık sopası Şehzade Selim tarafından dikildikten sonra yeşermiş ve bir süre sonra da meyva vermiş. İşte bu nedenle, kızılcığın dikildiği yere Çubuklu denmektedir.
Barış Özkök’ün bu yazısı 2005 yılında Halk’a ve Olaylara Tercüman Gazetesi’nde yayımlandı.
Doğan Kitap, İnkılap Yayınevi ve Masalperest tarafından dört kitabı yayımlandı. Eğlenceli Türk Tarihi isimli kitabı dört baskı yaptı. Akşam, Tercüman, Vatan ve Posta gazetelerinde yazar olarak çalıştı.
Bu yazı için bir yorum yapın
Bu yazı hakkında siz ne düşünüyorsunuz?Aşağıdaki formu kullanarak düşüncelerinizi diğer ziyaretçilerle paylaşabilirsiniz